AKCİĞER KANSERİ
- Genel Bilgiler
- Risk Faktörleri
- Belirti ve Bulgular
- Yapılması Gereken Temel İncelemeler
- Tanı
- Akciğer Kanseri Hücre Tipi
- Akciğer Kanseri Evrelemesi
- Tedavi Planı
- Sağkalım Beklentisi
Akciğer Kanseri Hakkında Genel Bilgiler
- Tüm kanser ölümlerinin erkek ve kadında en sık nedenidir.
- Her yıl dünyada yaklaşık 1.8 milyon yeni akciğer kanseri tanısı konulmaktadır.
- En yüksek insidans Macaristan, Sırbistan ve Kore’dedir.
- Türkiye sıklık bakımından erkeklerde 5. sıradadır.
- Ortanca yaş 63’dür.
- İnsidans (Her yıl yeni akciğer kanseri gelişen hasta oranı): Türkiye’de, 2010 yılı verilerine göre tüm yaş gruplarında yüzbinde 35’dir. 50-80 yaş aralığında ise daha fazladır (yüzbinde 400). Ne yazık ki gerçek rakam muhtemelen daha fazladır. Şöyle ki;
- Akciğer kanseri, bildirimi zorunlu bir hastalıktır.
- ICD-10 kodlamasında c.34 yazıldığında «Bildirimi Zorunlu Hastalık Formu» çıkmaktadır. Hekimler yoğunluk nedeniyle vakit kaybetmemek için r.91 kodlu; «Akciğerin Görüntülemesinde Anormal Bulgular» kodunu işaretleyebilmektedir.
Akciğer Kanseri Risk Faktörleri
- Sigara (Hastaların %90’ı sigara içicisidir)
- Pasif içicilik
- Genetik faktörler
- Radon
- Arsenik
- Kadmiyum
- Asbest
- Civa
- Petrokimya türevleri
- Geçirilmiş tüberküloz, pnömoni (zatürre)
Uzun süre sigara içenlerin yaklaşık 1/7’sinde akciğer kanseri gelişir. Sigara: Akciğer kanserlerinin %90’ından sorumludur. Günde içilen sigara miktarı, içilen yıl sayısı, sigaraya başlama yaşı önemlidir. Pasif içiciliğe bağlı olarak, başkalarının içtiği sigara sizde veya sizin içtiğiniz sigara sevdiklerinizde akciğer kanseri yapabilir. Kadın hastaların %65’ i bu sebeple akciğer kanseri olmaktadır.
- Ailede akciğer kanseri olması akciğer kanserine yakalanma riskini arttırmaktadır (2,5-4 kat).
- Ailede akciğer kanseri olan ve sigara içmemiş bir kadının akciğer kanseri riski 2.8 kat artar
- Ailede akciğer kanseri olmayan ve sigara içen bir kadında bu risk 11.3 kat artar.
- Ailede akciğer kanseri olan ve sigara içen bir kadında ise bu risk 30 kat artar.
AKCİĞER KANSERİ BELİRTİLERİ VE BULGULARI
Akciğerler göğüs kafesimizi doldurur ve oldukça büyük organlardır. Akciğerde ağrı duyusu da bulunmamaktadır. Akciğer kanserinde işte bu yüzden erken teşhis, erken tanı çok önemlidir, keza bu hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar herhangi bir şikayete yol açmayabilir.
- Şikayet olmaksızın, tesadüfen ya da tarama amacıyla çekilen grafi veya tomografilerde saptanabilir.
- İnatçı öksürük, balgam, balgamda kan, nefes darlığı, göğüs ağrısı kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdir.
- İştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı, terleme şikayetleri önemsenmelidir. Bazen de kanserin yayıldığı organla ilgili şikayetler (baş ağrısı, kemiklerde ağrı gibi) olabilir.
YAPILMASI GEREKEN TEMEL İNCELEMELER
Ayrıntılı muayene, solunum fonksiyon testi, kardiyak değerlendirme, normal akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi, PET-CT ve kraniyal MR teşhis ve klinik evreleme için kullanılan teknikler arasındadır.
TANI
Kesin tanı patolojik inceleme ile konulabilir. Bu amaçla, iğne biopsisi, Bronkoskopik Biopsi, Lenf nodu biopsisi işlemlerinden biri veya fazlasını yapmak gerekebilir.
AKCİĞER KANSERİNDE TANI NASIL KONULUR ?
AKCİĞER KANSERİ HÜCRE TİPİ
Akciğer kanseri başlıca 2 tipe ayrılır;
- Küçük hücreli akciğer kanseri, %10-15 oranında görülür. Hızlı büyür, çabuk yayılır, tanı konulduğunda genellikle metastaz yapmıştır. %95’i kemoterapi/radyoterapi ile, %5’i cerrahi ile tedavi edilir.
- Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, %85-90 oranında görülür. Daha yavaş büyür. Tedavi için “cerrahi/kemoterapi/radyoterapi” seçeneklerinden biri veya kombinasyonu yapılır.
AKCİĞER KANSERİ EVRELEMESİ
Akciğer kanseri evrelemesi, hastalığın yaygınlığını öğrenmek, tedavi planı yapmak ve sağkalım ile ilgili öngörüde bulunmak için yapılır.
3 temel kriter değerlendirillir. Bunlar T, N, M kriterleridir.
- “T” Durumu: Tümörün çapının büyüklüğü, yerleşimi ve işgal ettiği dokulara göre yapılır. Buna göre T1a, T1b, T1c, T2a, T2b, T3, T4 olarak derecelendirilir.
- “N” Durumu: Bölgesel (N1), Mediastinal (N2) ve uzak lenf bezlerine yayılım (N3) değerlendirilir.
- “M” Durumu: Uzak bölgelere yayılması değerlendirilir. Buna göre M1a, M1b, M1c olarak tanımlanır.
Ülkemizde görülen vakaların %18’i lokal %30’u bölgesel %52’si ise metastatik hastalıktır.
NASIL TEDAVİ EDİLİR VE TEDAVİ PLANI NEYE GÖRE BELİRLERNİR ?
Hastanın genel durumu, muayenesi, tetkikleri incelendikten ve evresi belirlendikten sonra tedavi yapılır. Her hasta için ayrı bir plan hazırlanır.
AKCİĞER KANSERİ EVRELERİ
Evre 1 ve Evre 2’de; kalp ve akciğer rezervleri iyi olan ve operasyonu kaldırabileceği düşünülen hastalarda ilk seçenek cerrahi tedavidir. Cerrahi tedavi komplet olmalıdır (ameliyat sonrası hiç tümör kalmayacak şekilde yapılan ameliyat). Evre 2 ve üzerindeki hastalarda tedavide Kemoterapi eklenir.
Cerrahi tedavi için mümkünse kapalı yöntemler (robotik, torakoskopik) ercih edilmektedir. Ancak tümör cerrahisi prensiplerinden asla ödün verilmemelidir.
Evre 3 ve Evre 4’de ile kemoterapi ve/veya Radyoterapi tercih edilir. Bu evrelerde bulunan seçilmiş hastalarda Kemoterapi/Radyoterapi uygulamasını takiben cerrahi tedavi yapılabilir.
- Bazı hücre tiplerinde (özellikle adenokanser), hedefe yönelik tedaviler daha başarılı olabilmektedir.
- İmmünoterapi ajanları ile son zamanlarda oldukça iyi tedavi sonuçları alınabilmektedir.
- Akciğer kanseri ne kadar erken dönemde tespit edilebilirse, kanserden kurtulma şansı da o kadar yüksek olmaktadır.
SAĞKALIM BEKLENTİSİ
Sağkalım oranı, tüm tıbbi gelişmelere rağmen, son 30 yıldır çok az değişmiş, ancak %17.1’e gelebilmiştir. Yani 100 akciğer kanserli hastanın 17’si 5 yıl ve daha uzun süre yaşamaktadır. Evre Ia’da sağkalım %92 iken, Evre IVA’da %10, Evre IVB’de %0’dır. Bu nedenle, hastalığın henüz belirti vermediği erken dönemde yapılan tarama çalışmaları önemlidir.
Akciğer kanseri ne kadar erken dönemde tespit edilebilirse, kanserden kurtulma şansı da o kadar yüksek olmaktadır. Bu nedenle riskli gurupta yer alan kişilerin “Akciğer Kanseri Tarama Programı” na katılması önerilmektedir. Tarama çalışmalarının özellikle NLST (The National Lung Screening) ve Nelson çalışmaları ile yararı kanıtlanmıştır ve NCCN de dahil olmak üzere hemen tüm bilimsel rehberlerde önerilmektedir. Yaşı 50’nin üzerinde olan ve 25 paket/yıl sigara öyküsü olan bireylerin tarama programına girmesi önerilmektedir. Tarama için “düşük doz bilgisayarlı tomografi” çekilmesi gerekir.
- Başlama (sigara içmek bir statü göstergesi değildir)
- Bırak (istersen bırakabilirsin; bu konu ile ilgili önerilerimi ilerleyen günlerde yazacağım)
- Başvur (50 yaş üstünde ve 25 paket/yıl sigara içtiysen, tarama programına başvurmalısın)