Nefes borusu ağız ve burnumuzdan aldığımız havanın akciğerlere aktarılmasını sağlayan temel iletim sistemidir.
Gırtlak bölgesinden başlayarak ön tarafta ikinci kaburgaya kadar devam eder. Uzunluğu erkeklerde 12 cm, kadınlarda 10.5 cm civarındadır, iç çapı 2.3 cm genişliğindedir.
Kıkırdak esnek bir yapıya sahiptir, bunun sebebi boynumuz hareket ederken esneme kabiliyetinin olması gerektiğidir. Aynı zamanda da çok yumuşak da değildir; çünkü büzüşmesi halinde hava yolumuz tıkanabilir.
Bu boru sisteminin içerisinde bazen çeşitli sebeplerden (tümör, wegener hastalığı, tüberküloz, travma..) dolayı daralmalar olmaktadır.
Bunların en sık karşılaşılanı günümüzde sıkça duyduğumuz entübasyon sonrasında ortaya çıkmaktadır. Nefes borusuna ameliyat sonrasında ya da yoğun bakım sürecinde solunumun devam ettirilebilmesi için, tüp konulmaktadır. Bu entübasyon tüpünün özellikle 7 günden fazla kalması halinde, nefes borusunun iç yüzeyinde bir enflamasyon oluşur ve aşırı iyileşme dokusu (skar dokusu, fibrozis) gelişir. Skar dokusu giderek artabilir ve nefes borusunun çapı milimetrelere (örneğin 3 mm) düşer. Bu açıklıktan havanın geçmesi oldukça zor olmaktadır.
Nefes borusu darlıkları, nefes borusunun dışındaki organların basısı ve tümörü ile de ortaya çıkabilir (Örn yemek borusu kanseri, troid bezi tümörü..)
Nefes Borusu Darlıklarına Yaklaşım
Öncelikle sebebini anlamaya çalışıyoruz. Günümüzde en yoğun karşılaştığımız entübasyon sonrasında ortaya çıkan nefes borusu darlıklarıdır. Bu darlıklar 2 şekilde görülür.
Birincisi zar şeklindeki skar dokusuna bağlı darlıklar. Bu tip darlıkların tedavi yöntemi nispeten daha kolaydır. Bronkoskopi ile bu zar dokusunu özel aletler ve lazer yardımı ile açıyoruz ve bir daha tekrarlamaması için etrafına özel bir takım krio ve lazer gibi aletlerle işlem yapıyoruz. Bu hastalarda genellikle ameliyata gerek kalmıyor. En fazla bir kez daha işlemi tekrar etmek gerekebiliyor.
Nefes borusunun daha kalın bir doku ile daralması halinde ise ne yazık ki genişletme işe yaramaz. Bu noktada ameliyat gerekir. Daralmış olan segmenti çıkarmamız, sağlam olan üst ve alt tarafları bir birine dikmemiz gerekir. Bu operasyona segment anastomozu deniliyor. Bu ameliyat çok özellikli bir ameliyattır ve tecrübe gerektirmektedir.
Nefes borusundaki darlığın yeri, uzunluğu, duvar kalınlığının miktarı, yanındaki diğer organların işin içine karışıp karışmadığı, nefes borusuna trekestomi dediğimiz deliğin açılıp açılmadığı, ses tellerinin etkilenmiş olup olmadığı gibi bir çok faktör vardır.
Bu bölgedeki tümörlerden kaynaklanan nefes borusu darlıklarında ise (; ki bu nefes borusunun kendi tümörleri olabileceği gibi dışarıdan kaynaklanan örneğin tiroid tümörleri olabilir) genellikle ameliyat yapamıyoruz. Bu durumda nefes borusunun sürekli açık kalması için tıpkı kalp damarlarında olduğu gibi bir stent koyuyoruz. Stent sayesinde hastaların nefes alıp vermeleri devam edebiliyor.