image
  • 10 Ağustos 2020 Pazartesi

Pnömotoraks, diğer adıyla akciğer sönmesi Primer ve Sekonder olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Primer olan altta herhangi bir sorun saptanmayan, genellikle gençlerde kendiliğinden oluşan akciğer sönmesidir. Sekonder de ise; altta tüberküloz ve KOAH gibi ikinci bir akciğer hastalığı bulunmaktadır. Bunlar nispeten daha ileri yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

 

Akciğer sönmesine neden olan şey primer olanlar için konuşacak olursam, yani altta herhangi bir akciğer hastalığı olmayan, gençlerde gözüken kişilerden bahsediyorum; genellikle akciğerdeki hava keselerinin patlaması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu genellikle efordan, bağımsız, uzun, zayıf ve genç kişilerde daha fazla gözükmektedir. Akciğer sönmesi olduğunda ciddi nefes darlığı ve göğüs ağrısı oluyor genellikle. Ve ilk etapta biz bu akciğer sönmesi olduğundan dolayı (yani yırtık olan alandan dışarıya kaçan hava akciğeri söndürdüğünden dolayı) göğüs kafesi içerisinde birikmiş olan olan havayı dışarıya almak için tüp takıyoruz. Tüp taktıktan sonra hastalarımızın neredeyse yüzde 80'i sadece bununla iyileşiyor. Ama yüzde 20'si akciğer yeterince iyi açılmadığı için ve bu yırtık hala iyileşmeyip ordan hava kaçırmaya devam ettiği için, akciğer yeterince iyi genişleyemediği ve bütün göğüs kafesini kaplayamadığı için ameliyat etmek zorunda kalabiliyoruz. Ya da hastalarımızın yüzde 20’sinde pnömotoraks ilk ataktan sonra tekrar ediyor. Yeniden başka bir baloncuk patlıyor ve bu hastaları da yine ameliyat ediyoruz.

 

Ameliyat 

O havanın kaçmış olduğu, hava keselerinin olduğu alanı tamir ediyoruz, o bölgeyi alıyoruz ve orayı tamir ettikten sonra bir daha tekrarlamaması için de akciğeri göğüs kafesine yapıştırıcı bir takım işlemler uyguluyoruz. Bu ameliyatları genellikle kapalı metotla yapıyoruz. Açık metotla neredeyse artık hiç yapmıyoruz. Hastaların iyileşme süresi de oldukça kısa ve günlük yaşantıya dönme süreleri de daha kısa oluyor ve çok daha konforlu bir şekilde tedavi olabiliyorlar.