1. Robotik Cerrahinin, Açık ve Diğer Kapalı Ameliyatlardan Farkı Nedir?
Akciğer kanseri cerrahisindeki kompleks işlemleri, geleneksel yöntemlere göre daha hassas, daha esnek, daha kontrollü ve güvenli yapmasını sağlar. Akciğer kanserlerinde lenf bezlerinin temizlenmesi, video yardımlı ameliyatlardan daha başarılı şekilde yapıldığından, onkolojik bir üstünlük kazanılabilir. Robotik cerrahi, minimal invaziv cerrahi denilen, küçük kesiler yoluyla yapılan kapalı ameliyatlar grubundadır. Göğüs cerrahisinde video yardımlı veya torakoskopik olarak adlandırdığımız kapalı ameliyatların uygun hastalarda açık ameliyatlara üstünlüğü kanıtlanmıştır.
“da Vinci" Robotu 2000 yılında Amerika’da FDA tarafından onaylandıktan sonra, çok sayıda hastalığın tedavisinde kullanılmak üzere hızla yayılmıştır. Robotik cerrahi sistem, bir kamera kolu ve cerrahi aletlerin tutturulduğu mekanik kolları içerir. Robotun 540 derece dönme ve 6 yöne hareket etme özelliğine sahip olan 4 kolu mevcuttur. Kollardan biri yüksek çözünürlükte 3 boyutlu, titreşimsiz ve istenirse büyüterek görüntü sağlayan kamera, diğer kollar ise ameliyatı gerçekleştirmek için cerrah eli gibi hareket edebilen aparatlardır.
Cerrah, ameliyat masasının yanında bir bilgisayar konsolunda otururken, robot kollarını kontrol ederek ameliyatı yapar. Konsol, cerraha, cerrahi alanın yüksek çözünürlükte, büyütülmüş, 3 boyutlu görüntüsünü verir. Cerrah, ameliyat sırasında asiste eden diğer masa cerrahını ve ameliyat ekibini konsol başından yönetir.
2. Avantajları Nelerdir?
Robotik sistemi kullanan cerrahlar, geleneksel yöntemler ile karşılaştırıldığında, operasyon sırasında daha yüksek bir hassasiyet, esneklik ve 3 boyutlu görme avantajı ile cerrahi alana hakimiyet avantajına sahip olurlar. Robotik sistemde kullanılan aletler, göğüs içinde el bileğinin sahip olduğu hareket esnekliğini cerraha sağlarlar, bu sayede diğer yöntemler ile zor olabilecek hassas ve karmaşık işlemler yapabilir. Robotik cerrahi ile sağlanan minimal invaziv cerrahinin faydaları şunlardır: Daha az komplikasyon oranı (örneğin yara yeri enfeksiyonu), daha az ağrı, daha az kan kaybı, daha çabuk iyileşme, daha küçük ve daha az fark edilebilen kesi izleri.
3. Riskleri Var Mı?
Robotik cerrahide geleneksel yöntemlerdeki benzer komplikasyonlar daha düşük oranlarda görülmektedir. Robot ekipmanları göğüs boşluğu içerisinde çevre dokulara en az zararı vererek, komplikasyon oranının azalmasını sağlar.
4. Her Hastada Uygulanabilir Mi?
Robotik cerrahi her hasta için bir seçenek olmayabilir. Cerrah, robotik cerrahinin o hastada uygun olup olmadığını, yararları ve risklerini, diğer yöntemlerle karşılaştırarak (açık cerrahi ve video yardımlı cerrahi ile) hastaya anlatır.
5. Hangi Hastalıklarda Tercih Edilmelidir?
Robotik cerrahi, göğüs cerrahisinde pek çok hastalıkta güvenle uygulanabilir. Özellikle erken evre “akciğer kanserleri”, göğüs boşluğunda her iki akciğer arasında bulunan “mediasten” denilen bölgenin tümörleri ve kistleri, “diyafragma hastalıkları”, “timoma”, “Miyastenia Gravis” (timektomi), gibi göğüs cerrahi hastalıklarında Robotik cerrahi güvenle uygulanmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Süreçte, 4 minimal kesi yapılır ve cerrah medikal konsol yardımı ile robotik kolu bu kesilerden içeri gönderir. Uzmanın yönlendirmeleri ile vücut içi bölge görüntülenir. Üç boyutlu taraması yapılır ve neticesinde tümör oluşumları olup olmadığı bilgisi edinilir. Akciğer kanseri robotik cerrahi ameliyatında birden fazla cerrah bulunmaktadır. Bir uzman medikal konsolu yönlendirirken, bir diğer cerrah hastanın yanında beklemektedir.
Robotik cerrahi uygulamasının komplikasyonları klasik yönteme kıyasla daha düşük seviyelerde seyretmektedir. Robotik cerrahi iyileşme süresi zorlayıcı değildir. Kesi boyutunun küçük olması, hastanın iyileşme sürecini kısaltmaktadır.
Robotik cerrahi daha ziyade göğüs hastalıklarında kullanılmaktadır. Akciğer kanserinin erken teşhisinde, timektomi hastalığında, akciğer tümörlerinin ve ciğerlerdeki kistlerin saptanmasında önemli bir rolü bulunmaktadır..
17 Mayıs 1967 tarihinde doğdu. Lise eğitimini Kabataş Erkek Lisesi’nde ve lisans öğrenimini Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. 1989 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde önce asistan, sonra da operatör doktor olarak görev yaptı ve 2012 yılında doçent oldu. 2015-2018 yılları arasında Yedikule Hastanesinde Hastane Yöneticiliği ve Başhekimlik yaptı. 2018 yılında profesörlük unvanını aldı. 2018-2021 arasında İstinye Üniversitesi ve Liv Hospital Ulus’ta Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı olarak çalıştı. Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, halen Medicana Ataşehir’de çalışmalarına devam etmektedir. Hastalarına en iyi çözümü en ideal yöntemler ile sağlayabilmek adına, uzmanlık alanına yönelik çalışmalarını titizlikle sürdürmektedir.