Myastenia Gravis (MG), vücuttaki iskelet kaslarının farklı derecelerde zayıflamasına neden olur. Bu sorun otoimmün sinir kas hastalıklarından biridir ve kroniktir. Myastenia gravis hastalığının kaynağı, sinir uyarı birimlerinin bilinçli kontrol edilebilen kaslara iletiminde bozukluk olmasıdır. Vücut olağan işleyişinde yabancı maddelere karşı savaş verirken MG hastalığında antikorlar asetilkolin reseptörüne zarar verir. Bunun sonucu olarak ise sinir ve kas iletişimi engellenir, kas zayıflığı problemi ortaya çıkar.
Miyasteni Hastalığı Semptomları
Myastenia gravis kas güçsüzlüğüne neden olmaktadır. Hastalık bedende en fazla konuşma, çiğneme ve yutkunma gibi fonksiyonları, yüz ifadelerini, göz ve göz kapaklarını etkiler. Ayrıca, bacak ve boyun kaslarının çalışma kapasitesini de etkileyebilir. Sık karşılaşılan miyasteni belirtileri ise şunlardır:
- Kas güçsüzlüğü,
- Kullanıma bağlı olarak artan kas kullanım zorluğu,
- Bulanık görme,
- Göz kapağı düşüklüğü,
- Yutkunma ve konuşma güçlüğü,
- Yüz ifadelerini kontrol edememe,
- Nefes almakta zorlanma.
Myastenia Tanısı Nasıl Konur?
Semptom gösteren bireylerin hastalık geçmişi incelenir, kan testleri istenir, fiziksel muayeneleri tamamlanır. Muayene sürecinde hastanın kas gücü ve refleksleri analiz edilir. Altta yatan farklı bir problem olup olmadığı araştırılır. Süreç kapsamında EMG yani elektromyografi teknolojisine başvurulabilir. Bu sistem, elektrik sinyallerine kasların nasıl tepki verdiğini ölçmeye yardımcı olur. Şayet kas tepkileri normalden daha az ise tanı konulabilir. Ayrıca, manyetik rezonans ve tomografi taramaları da yapılabilir.
Miyasteni Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Myastenia gravis tedavisi kişiye ve problemin mahiyetine göre değişkenlik gösterebilir. Kas zayıflığının derecesi, kas türü, hastanın yaşı ve medikal durumu bu noktada belirleyici olacaktır. İlaç tedavisinden cerrahi müdahaleye kadar farklı metotlar uygulanabilir.
Hastaya, antikolinesteraz ya da immünsüpresif ilaçlar verilebilir. Plazmaferez yöntemi ile kan dolaşımı temizlenebilir veyahut timektomi ameliyatı ile semptom azaltma ve bağışıklık sistemini düzenleme yolu izlenebilir. Klinik bulgular doğrultusunda hangi yöntemin hasta için ideal olacağına karar verilir. Bu bakımdan tecrübeli ve başarılı bir miyasteni uzmanı bulmak son derece önemlidir.
Miyasteni Hastalığı ile İlgili Bilinmesi Gerekenler
- Myastenia gravis, doğuştan ortaya çıkmaz.
- Annede miyasteni problemi varsa, yenidoğanda bazı belirtilere rastlanabilir fakat bu semptomlar geçicidir.
- Miyasteni, zaman zaman sanılanın aksine, bulaşıcı bir hastalık değildir.
Hastalık kişinin kontrol edebildiği kasları etkileyebilir, bununla birlikte tüm kaslar aynı oranda etkilenmeyebilir. Bazı kas gruplarının diğerlerine kıyasla daha fazla güçsüzleşmesi olağandır.
Kaslardaki güç kaybı, temel olarak, kasların kullanımı arttıkça artar ve bu semptomlar hastanın dinlenmesine müteakip diner. Yani, kas gücü azalması durumu stabil değildir.
Tedavi edilmediği takdirde, miyasteni belirtileri ilerler ve şikayetler artar. Hastalığın başlangıcından sonraki birkaç yılda belirler pik yapar.
Sıkça Sorulan Sorular
Myastenia gravis hastalığının iki türü vardır: Oküler tip miyasteni ve generalize tip miyasteni. İlk türü göz kaslarını hedef alırken ikinci türü tüm vücudu etkilemektedir. Hastalığın seyri ise kişiden kişiye göre değişebilir.
Miyastenili kişilerin büyük bir bölümü göz kapağı düşüklüğünden, çift görme probleminden ve halsizlikten muzdariptir. Yutkunma ve konuşma güçlüğü, yüz kaslarını etkili kullanamamaktan kaynaklı olarak yüz ifadelerini kontrol etme sorunu da ilk semptomlar arasına girebilmektedir.
Myastenia gravis, vücudun bağışıklık sisteminin bozulması ile kendini gösteren ve çeşitli kasların zayıflamasına sebep olan bir hastalıktır. Vücut kendi kaslarını tehdit olarak algılar ve asetilkonin alıcılarına saldırır. Bunun sonucunda vücut antikor üretmeye başlar ve miyasteni ortaya çıkar.
17 Mayıs 1967 tarihinde doğdu. Lise eğitimini Kabataş Erkek Lisesi’nde ve lisans öğrenimini Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. 1989 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde önce asistan, sonra da operatör doktor olarak görev yaptı ve 2012 yılında doçent oldu. 2015-2018 yılları arasında Yedikule Hastanesinde Hastane Yöneticiliği ve Başhekimlik yaptı. 2018 yılında profesörlük unvanını aldı. 2018-2021 arasında İstinye Üniversitesi ve Liv Hospital Ulus’ta Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı olarak çalıştı. Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, halen Medicana Ataşehir’de çalışmalarına devam etmektedir. Hastalarına en iyi çözümü en ideal yöntemler ile sağlayabilmek adına, uzmanlık alanına yönelik çalışmalarını titizlikle sürdürmektedir.